1. Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken,
Yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz
Arkadaş biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz.
Yukarıdaki dizeler kurallı hâle getirilirse 1. cümlesi girişik birleşik cümle olan bağımsız sıralı cümle aşağıdakilerden hangisi olur?
A) Yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz karşımızda dururken başka sanat bilmeyiz.
B) Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken sana uğurlar olsun.
C) Sana uğurlar olsun, ayrılıyor yolumuz.
D) Anadolumuz, yazılmamış bir destan gibi karşımızda dururken başak sanat bilmeyiz.
E) Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken sana uğurlar olsun, yolumuz ayrılıyor.
2. Aşağıdakilerin hangisinde virgül, noktalı virgül yerine kullanılmıştır?
A) Hepinizi yürekten seviyorum, demiş.
B) Tamam, akşam beşte orada olurum.
C) Kadın, kaybettiği torununa kavuşunca gözyaşlarını tutamadı.
D) İhtiyar, pazarlamacıyla muhatap olmak istemiyordu.
E) Elif, Fatma ve Nursel’den daha başarılıdır.
3. I. Yeni açılan kitab evine büyük bir ilgi vardı.
II. Dengesini kaybedince arka üstü düştü.
III. Olaylara çağdışı yaklaşımın seni hiç sempatik göstermiyor.
IV. Hamile kadını dogumevine zor yetiştirdiler.
V. Son yıllarda yetiştirme yurtlarının sayısında ciddi bir artış gerçekleşti.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili olarak verilen birleşik sözcüklerden hangilerinin yazılışı yanlıştır?
A) II, III ve IV
B) Yalnız I
C) II, IV ve V
D) Yalnız III
E) I ve III
4. 2000 Yılında UEFA kupasını alan Galatasaray, aynı başarıyı sürdürerek sonraki yıl da süper kupayı kazanarak adını Türk futbol tarihine altın harflerle yazdırmıştır.
Cümlesindeki yazım yanlışının sebebi aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A) Bitişik yazılması gereken “-de” ayrı yazılmıştır.
B) Ayrı yazılması gereken “ki” bitişik yazılmıştır.
C) “Yılında” sözcüğünün ilk harfi küçük olmalıdır.
D) “Türk futbol tarihi” söz grubunun ilk harfleri büyük olmalıdır.
E) “süper kupa” söz grubunun ilk harfi büyük olmalıdır.
5. Bir kısım insan da, kitap satın alır ama onların çoğunu bir türlü okuyamaz, fırsat bulamaz, zaman ayıramaz.
Cümlesindeki anlatım bozukluğu aşağıda-kilerden hangisi yapılırsa giderilir?
A) “Bir kısım” yerine “bazı” sözcüğü getirilerek
B) “bir türlü okuyamaz.” diye biten cümleden sonra “okumaya” sözcüğü getirilerek
C) “onların” sözcüğü yerine “kitapların” sözcüğü getirilerek
D) “fırsat bulamaz” ile “zaman ayıramaz” cümlelerinin yerleri değiştirilerek
E) “fırsat bulamaz” ya da “zaman ayıramaz” cümlelerinden biri cümleden çıkarılarak
6. Bizim ülkemizde kitap az okunan, az “tüketilen” bir şeydir. Bunun sosyolojik ve ekonomik nedenlerine girmeyeceğim, sonuca bağlayacağım.
Yukarıdaki paragrafta yer alan anlatım bozukluğunun sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tamlama yanlışlığı
B) Ek yanlışlığı
C) Özne eksikliği
D) Nesne eksikliği
E) Dolaylı tümleç eksikliği
7. insan, düşünebilme gücüyle kanıtlar insanlığını. Yukarıdaki cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Sıfat tamlaması barındırır.
B) Fiilimsi barındırır.
C) Devrik cümledir.
D) Girişik birleşik cümledir.
E) Fiil cümlesidir.
8. Aşağıdaki seçeneklerde verilen alıntı sözcüklerden hangisinin yazılışı yanlıştır?
A) kozmoğrafya
B) dogma
C) coğrafya
D) magma
E) topograf
9. Dilimizde sözcüklere eklenen ekler ya kökteki ünlüye ya da sözcüğün son hecesindeki ünlüye uyar.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala aykırılık vardır?
A) Bu topraklarda Mustafa Kemaller tükenmez!
B) Artık demir almak günü gelmişse zamandan
C) Elini öpmek için yalvarsa da…
D) Gördüm ön safta turmuş nefer esvaplı biri
E) İnsan sağ iken bilinmezse ölünce hiç bilinmez.
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bir yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A) içimden dışarıya akseden bir yangındır.
B) Ak akçe, kara gün içindir.
C) Ömrümün yegâne lezzetidir hatıran bile
D) Koynumda boşluğunu duyduğum bir kadındır.
E) Yârin dudağından getirilmiş / Bir katre alevdir bu.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ol-” eylemi yardımcı eylem görevindedir?
A) Zindan kesilir sultanı olmazsa saraylar
B) Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.
C) Belki de birbirini görmeyecek bu iki insanın bu ayrılık dakikasında birbirlerine söyleyecek bir şeyleri olurdu.
D) Uzanan, en görklü dalı oldular.
E) Beni anlamayacak olanlara söyleyecek tek sözüm yok.
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne iyelik eki almıştır?
A) Babası bütün varını yoğunu bir arabaya vermiş.
B) Saatlerdir bahçedeki kuşları seyrediyordu.
C) Ağaçları bu yıl geç budadılar.
D) Heyecanla vitrindeki ayakkabıları soruyordu.
E) Sinirden tabakları tek tek kırdı.
14. Aşağıdaki sıralı cümlelerin hangisinde öge ortaklığı farklıdır?
A) Ödünç, güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
B) Bu yağmur kanımı boğan bir iplik / Karnımda cansız yatan bir bıçak
C) Kucağı bebekli genç kadın, söylemiyor; yaralı bir kaplan gibi inliyordu.
D) Türk subayı, bizleri dikkatle süzdü, başıyla selamladı.
E) Erişilmez yollara dağıldınız, gittiniz.
15. “-den” durum ekiyle çekimlenmiş adlardan hangisi üstünlük anlamı taşımaktadır?
A) Geçen haftadan size söylemiştim.
B) Minareden uzun kavakları olan bu bahçe çocukluğumun en güzel anılarını saklıyor.
C) Bu balıkları evin yakınındaki dereden yakaladım.
D) Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor.
E) Gönülden gönüle bir yol gider.
13. Ey gözlerinin çevresi mor, benzi tutulmuş
Akşamladığım yolları yalnız gezen afet!
Kaç yıl geçecek, böyle hazin, böyle habersiz.
Bu dizelerin öğelere ayrılışı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A) Cümle dışı öge – zarf tümleci – yüklem
B) Cümle dışı öge – özne – yüklem – zarf tümleci
C) Zarf tümleci – özne – yüklem – zarf tümleci
D) Nesne – yüklem – özne – dolaylı tümleç
E) Cümle dışı öge – yüklem – özne – dolaylı tümleç
14. Aşağıdaki sıralı cümlelerin hangisinde öge ortaklığı farklıdır?
A) Ödünç, güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.
B) Bu yağmur kanımı boğan bir iplik / Karnımda cansız yatan bir bıçak
C) Kucağı bebekli genç kadın, söylemiyor; yaralı bir kaplan gibi inliyordu.
D) Türk subayı, bizleri dikkatle süzdü, başıyla selamladı.
E) Erişilmez yollara dağıldınız, gittiniz.
15. “-den” durum ekiyle çekimlenmiş adlardan hangisi üstünlük anlamı taşımaktadır?
A) Geçen haftadan size söylemiştim.
B) Minareden uzun kavakları olan bu bahçe çocukluğumun en güzel anılarını saklıyor.
C) Bu balıkları evin yakınındaki dereden yakaladım.
D) Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor.
E) Gönülden gönüle bir yol gider.
16. Bozuk düşen taşların üstünde fıkırdayan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor
Yukarıdaki dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) İki yan cümlecik vardır.
B) Ad tamlaması sıfat tamlamasıyla nitelenmiştir.
C) Bağ-fiil vardır.
D) Belgisiz adıl vardır.
E) Ad tamlaması belirtili ad tamlamasıdır.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül yanlış yerde kullanılmamıştır?
A) Ne söyleyeceksen lafı fazla uzatmadan, adam gibi söyle.
B) Seni gördüm mü, içimde bir şeyler kopuyor.
C) Gözlerinden yaşlar akarak, delice sağa sola koşturan kadının sıkıntısı hepimizi me-raklandırmıştı.
D) Ağlamaklı bir sesle yanımıza gelip, bıkıp usanmadan bizden para koparmaya çalıştı.
E) Buradan sağa dönünce, yüz metre ilerideki eczanenin oradan tekrar sağa dönmelisin.
18. “o” sözcüğü türce ikişerli olarak gruplandırıldığında aşağıdaki seçeneklerin hangisi dışarıda kalır?
A) Her işimizde sadece o yanımızda olur.
B) Yıllarca o yörenin ekmeğini yemişti.
C) Onu da sıranın içine koyma artık.
D) Geçen seneki ürünleri tek başına o satmıştı.
E) Seninle her gün o sokakları arşınlardık.
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kelimelerin tamamı basit yapılıdır?
A) Çalı ve yaprakları eteğine doldurdu.
B) Kadın telaşla yamaçtan aşağı doğru indi, etrafa baktı.
C) Tan yeri ağarmış, gündüz olmaya başlamıştı.
D) Şimdi kadının uçuk benzi daha çok görünüyordu.
E) Bir oyuğun önünde kısık bir çığlık işitti.
20. Taze gelin iken on sekizimde
İki göğcek bala iki dizimde
Ve iki damla yaş iki gözümde
Doksan üç gününden hatırladığım.
Yukarıdaki mısralarla ilgili aşağıda verilen yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Zarf – fiil vardır.
B) İçerisinde iki sıfat tamlaması barındıran mısra vardır.
C) Belirtisiz isim tamlaması vardır.
D) Bağlaç vardır.
E) Türemiş kelimeler vardır.
Cevap Anahtarı
1. İçinde fiilimsi barındıran cümleler yapısı bakımından girişik birleşik cümlelerdir. Bağımsız sıralı cümleler ise öge ortaklığı taşımayan sıralı cümlelerdir. “E” seçeneğindeki, “Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken sana uğurlar olsun, yolumuz ayrılıyor.” cümlesini ikiye ayırabiliriz: “Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken sana uğurlar olsun ve yolumuz ayrılıyor.” 1. cümlede “tuttururken” sözcüğü zarf-fiil olduğundan girişik birleşik cümledir. Öğeleri, Yüklem: uğurlar olsun. Zarf tümleci: sana (burada -a/-e hâli sözcüğe yönelme anlamı katmamıştır, “sana”, burada senin için anlamına geldiğinden zarf tümlecidir.) Zarf tümleci: bu yolda türküler tuttururken. Seslenme: Arkadaş. 2. cümlenin öğeleri; Yüklem: ayrılıyor. Özne: yolumuz. Bu iki cümlenin öğelerine dikkat edilecek olursa bir öge ortaklığı söz konu değildir. “E” seçeneğindeki cümle 1. cümlesi girişik birleşik olan bağımsız sıralı cümledir.
Cevap E
2. “A” seçeneğinde tırnak içine alınmadan bir cümle aktarılmıştır. Bu tür cümlelerde aktarılan cümleden sonra, “B” seçeneğinde kendinden sonraki cümleye bağlı olarak kabul bildiren “tamam” sözünden sonra, “C” seçeneğinde yüklemden uzak düşmüş “kadın” sözünden sonra, “D” seçeneğinde ise iki sözcük arasında çıkabilecek anlam karışıklığını önlemek amacıyla “ihtiyar” ve “pazarlamacı” sözcükleri arasında virgül kullanılmıştır. Virgülün bu kullanımları doğrudur. “Elif, Fatma ve Nursel’den daha başarılıdır.” cümlesinde virgül anlam karışıklığını gidermek için kullanılmış ama yetmemiştir. Cümlenin yüklemine “Kim?” sorusunu sorduğumuzda alacağımız cevap “O” veya “Elif olmaktadır. Bu yüzden, yüklemin anlam karışıklığını gidermede yetersiz kaldığı durumlarda noktalı virgül kullanılmalıdır.
Cevap E
3. Ocak ve yurt kelimeleriyle kurulan birleşik sözcükler ayrı yazılır: sağlık ocağı, yetiştirme yurdu vb. Somut olarak yer belirten “alt, üst” sözleriyle oluşturulan birleşik sözcükler ayrı yazılır: deri altı, su altı, arka üstü vb. Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi vb. Dış, iç, öte sözleriyle oluşturulan sözcükler ayrı yazılır: çağ dışı, ceviz içi, fizik ötesi vb.
Cevap E
4. Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen sözcük büyük harfle başlamaz. “Yılında” değil de “yılında” şeklinde yazılması gerekir.
Cevap C
5. Soruda verilen cümle “bağımlı sıralı cümledir.” Yani cümlelerin bazı öge veya öğelerinin ortak olması gerekmektedir. Cümleyi üçe ayırdığımızda 1. cümle, “Bir kısım insanlar da, kitap satın alır ama onların çoğunu bir türlü okuyamaz.” 2. cümle, “Fırsat bulamaz.” 3. cümle, “Zaman ayıramaz.” olur 1. cümlenin yüklemine “neyi?” sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap “onların çoğunu” olur. “Neyi?” sorusunu 2. ve 3. cümlelere yönelttiğimizde cevap alamadığımız gibi “Neye?” sorusunun da cevabı her iki cümlede yer almaktadır: “Neye fırsat bulamaz? Neye zaman ayıramaz?” Dolayısıyla cümlede bir öge ortaklığının olması için “bir türlü okuyamaz.” diye biten cümleden sonra “okumaya” sözcüğü getirilmelidir.
Cevap B
6. Paragrafta yer alan 2. cümle bağımlı sıralı cümledir. Yani cümleler arasında bir öge ortaklığının bulunması gerekmektedir. “Bizim ülkemizde kitap az okunan, az “tüketilen” bir şeydir. Bunun sosyolojik ve ekonomik nedenlerine girmeyeceğim, sonuca bağlayacağım.” “Neye?” sorusunu bu cümlenin yüklemine sorduğumuzda ( Neye girmeyeceğim?), cevap “bunun sosyolojik ve ekonomik nedenlerine” olmaktadır. Ancak aynı soruyu cümlenin 2. cümlesine soramıyoruz. Dolaylı tümleç ortak gibi görünen cümlede böyle bir ortaklık bulunmamaktadır. Bu cümlede ortak olan öge “ben” gizli öznesidir. Ancak cümlenin 2. cümlesi “nesne” istemektedir ve nesne sorusunu cümleye yönelttiğimizde cevap alabilirliğimiz görülmektedir (Neyi sonuca bağlayacağım?). Cümlenin doğrusunun “Bunun sosyolojik ve ekonomik nedenlerine girmeyeceğim, bunun nedenini sonuca bağlayacağım.” şeklinde olması gerekir.
Cevap D
7. Cümlede “düşünebilmek” fiiline “-ma/-me” isim-fiil yapım eki getirilerek “düşünebilme” fiilimsisi oluşturulmuştur. İçinde fiilimsi barındıran cümleler “girişik birleşik cümle’dir. Cümlenin yüklemi “kanıtlar” çekimli fiili olduğundan cümle fiil cümlesidir ve aynı zamanda yüklem sonda yer almadığı için devrik cümledir.
Cevap A
8. Alıntı kelimelerin içindeki “g” ünsüzleri olduğu gibi korunur: magma, dogma, paragraf, program vb. Ancak coğrafya kozmoğraf; fotoğraf ve topoğraf sözcüklerinde “gler “ğ”ye dönüşür
Cevap E
9. “A” seçeneğinde “Mustafa Kemaller” söz grubunda “Kemal” ismine -ler çoğul eki gelmiştir Kural gereği “Kemal” sözcüğünün son he-cesindeki “a” kalın ünlüsünün etkisiyle çoğul ekindeki ince “e” ünlüsünün kalınlaşıp “a” sesine dönmesi gerekirdi. Ancak dilimize yabancı dillerden girmiş bazı sözcüklerde bu durum görülmez. Arapçadan dilimize giren “Kemal1 sözcüğünün son sesi “I” ince ünsüzü çoğul ekindeki “e” ünlüsünü olduğu gibi bırakmıştır.
Cevap A
10. Yüklemler; “A” seçeneğinde “İçimden dışarıya akseden bir yangındır” “B” seçeneğinde “kara gün içindir” “C” seçeneğinde “Ömrümün yegâne lezzetidir” “D” seçeneğine “Koynumda boşluğunu duyduğum bir kadındır” “E” seçeneğinde ise “Yârin dudağından getirilmiş bir katre alevdir” söz gruplarıdır “B” seçeneğinde yüklem ilgeç grubu iken diğer seçeneklerde yüklemler sıfat gruplarından oluşmuştur
Cevap B
11. Ad ve veya sıfat-fiillerle birlikte birleşik fiil oluşturan “ol-” yardımcı fiili, çeşitli anlam ilgisiyle bazen tam fiil olarak da kullanılmaktadır. “E” seçeneğindeki “anlamayacak olan” kullanılışında yardımcı fiildir Diğer seçeneklerde “ol-” eylemi tam fiildir.
Cevap E
12. Seçeneklerde özne olan sözcükler sırasıyla “babası, gizli özne (O), gizli özne (Onlar), gizli özne (O) ve yine gizli özne (0)”dur “baba-sı” sözcüğünde -sı eki III. tekil (onun) iyelik ekidir.
Cevap A
13. Ey gözlerinin çevresi mor, benzi tutulmuş / Akşamladığım yolları yalnız gezen afet!” dizeleri seslenmedir. Seslenmeler cümle dışı öğelerdir. “Kaç yıl geçecek, böyle hazin, böyle habersiz.” dizesinin öğelere ayrılışı: “yüklem: geçecek, özne: kaç yıl, zarf tümleci: böyle hazin, böyle habersiz”.
Cevap B
14. “Ödünç, güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir.” cümlesinde yüklemler “gider ve gelir” sözcükleridir. “Ne gider? Ne gelir? > Ödünç.” Burada özne ortaktır. “Bu yağmur kanımı boğan bir iplik / Karnımda cansız yatan bir bıçak” dizelerinde “kanımı boğan bir iplik ve karnımda cansız yatan bir bıçak” söz grupları yüklemdir. Kanımı boğan bir iplik ne? Karnımda cansız yatan bir bıçak ne? > Bu yağmur.” Burada da özne ortaktır. “Kucağı bebekli genç kadın, söylemiyor; yaralı bir kaplan gibi inliyordu.” cümlesinde yüklemler “söylemiyor ve inliyordu” sözcükleridir. “Kim söylemiyor? Kim inliyordu? > Kucağı bebekli genç kadın.” Burada da özne ortaktır. “Türk subayı, bizleri dikkatle süzdü, başıyla selamladı.”‘ cümlesinde yüklemler “süzdü ve selamladı” sözcükleridir. “Kimi süzdü? Kimi selamladı? > Bizleri.” Burada nesne ortaktır. “Erişilmez yollara dağıldınız, gittiniz.” cümlesinde yüklemler “dağıldınız ve gittiniz” sözcükleridir. “Dağılanlar kimler? Gidenler kimler? > Siz.” Bu cümlede de özne ortaktır.
Cevap D
15. “-den” durum eki ayrılma, çıkma anlamı taşıma dışında ad olan sözcükleri sıfat yapma ve adlara zaman anlamı katma işlevinde de kullanılır. “A” seçeneğinde zaman anlamı katarken “C, D ve E” seçeneklerinde ayrılma hâli olarak kullanılmıştır. “B” seçeneğinde ise “minare” sözcüğüne gelerek sözcüğü sıfat yapmış ve sözcüğe üstünlük anlamı katmıştır.
Cevap B
16. Eylemsiler cümlede yan önerme kurarlar. Bu dizelerde “düşen” ve “tıkırdayan” sözcükleri eylemsi olduklarından bunlar yan cümlecik yapmışlardır, “taşların üstü” ad tamlamasında “taşlar-ın” tümleyeni ve “üst-ü” tümleneni ek aldığından tamlama belirtili ad tamlamasıdır ve bu tamlama “bozuk düşen” sıfat tamlamasıy-la nitelenmiştir. Dizlerde geçen “şey” sözcüğü belgisiz adıldır, “düşen ve tıkırdayan” eylemsileri sıfat-fiildir. Dizelerde bağ-fiil yoktur.
Cevap C
17. Bağ-fiillerden sonra virgül kullanılmaz. Ayrıca “-ınca” bağ-fiil işlevi gören “mı” edatından sonra da virgül kullanılmaz. Cümle içerisinde art arda gelen bağ-fiillerin arasına virgül gelir. “D” seçeneğinde “gelip” bağ-fiili ile “bıkıp usanmadan” bağ-fiil arasında virgül doğru şekilde kullanılmıştır.
Cevap D
18. “o” sözcüğü “A ve D” seçeneklerinde kişi adının yerini tuttuğundan kişi adılı, “B ve E” seçeneklerinde varlık adlarını gösterdiği için işaret sıfatı, “C” seçeneğinde bir varlığın yerini işaret yoluyla tuttuğu için işaret adılıdır.
Cevap C
19. “A” seçeneğinde “doldurdu” sözcüğü, “C” seçeneğinde “ağarmış ve gündüz” sözcükleri, “D” seçeneğinde “uçuk ve görünüyordu” sözcükleri. “E” seçeneğinde de “oyuğun ve kısık” sözcükleri türemiş sözcüklerdir.
Cevap B
20. Sorudaki dizelerde zarf-fiil yoktur. Dizelerde “iken” geçmektedir, “iken” fiillere geldiği zaman zarf-fıil yapar Bu dizelerde “iken” “gelin” ad soylu sözcükten sonra gelmiştir. Cümledeki görevi zarf tümleci olsa da burada zarf-fiil yapmamıştır.
Cevap A