Tarihten Hikâyeler
Tekin TAPAN/Fen Bilgisi Öğretmenliği
Fatih’in İmtihanı
Sultan Mehmet daha fatih olmadan önce yani İstanbul’u fethetme planları yaparken halkını imtihan etmek ister ve bir gün tebdil-i kıyafet ederek çarşıya çıkar. Bir dükkâna girerek bal, yağ ve peynirden yarımşar hokka ister. Dükkâncı yarım hokka bal hazırlar ve sultana uzatır. Sultan diğer siparişleri de isteyince esnaf:
—Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldum, ikinci alacağını da karşıdaki dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştir, der.
Fatih, dükkândan ayrılarak başka bir dükkâna girer. Ve oradan da yağ alır. Dükkâncı peyniri de başka bir yerden almasını söyler. Böylece Hazreti Fatih koca çarşıyı baştan sona kadar dolaşır… Hepsinde aynı mukabele ile karşılaşır. Aldıklarını dönemin ihtiyaç sahiplerine gönderip saraya dönen Fatih, Allah’a secde etmeye başlar ve şöyle dua eder:
— Ya Rabbi sana hamdolsun… Bana böyle birbirini düşünen millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans’ı, dünyayı bile fethederim, der ve istanbul’un fetih planlarını hızlandırır.
Osmanlının Adaleti
Fatih zamanında yapılacak bir cami için uygun bir arazi istimlâk edilir ve Fatih de bu istimlâk kararını mühürler. Ancak arazi sahibi bu işten hiç de memnun değildir. Arazinin sahibi olan Yahudi bu karara itiraz edince padişahın emriyle eli kesilir. Yahudi bu durumu kendine yediremeyerek koca padişahı kadıya şikâyet eder. Kadı her iki tarafı da huzuruna çağırıp dinler ve kararını açıklar:
—Yahudi’nin elinin kesilmesi kararını verdiği için padişahın eli kesilecektir. Fatih bu karar karşısında tepkisiz kalarak tek bir cümlesine dahi karşı gelmemiştir.
Yahudi gördüklerinin karşısında hayretler içinde kalır. Yahudi’nin gönlü padişahın elinin kesilmesine razı olmaz ve Yahudi şikâyetini geri alır.
Fatih, kadıya dönerek:
—Eğer sen benim padişahlığıma aldanıp farklı bir karar verseydin ben senin kafanı kılıcımla koparırdım, der. Bunun üzerine kadı,
Fatih Sultan Mehmet’e:
—Eğer sen padişahlığına güvenip de benim verdiğim karara karşı gelseydin şu gördüğün topuzla senin kafam ezer, seni oracıkta öldürürdüm, der.
Yahudi’ye gelince;
Bu adalet sistemine ve bu kadar insanlığa yüreği ne kadar haz etmiştir ki o karar verildikten sonra şikâyetini geri almakla kalmayıp Müslümanlığı da kabul ederek o anda şahadet eder.
FATİH DAHA BEŞİKTE
Bir gün Sultan 2. Murat, Hacı Bayram Veli hazretlerini Edirne sarayına davet eder. H. Bayram Veli, sultanla sohbet ederken şehzade Mehmet beşikte yanlarına getirilir. Hacı Bayram Veli hazretleri beşiğe doğru dikkatlice bakar ve yüksek sesle Fetih Sûresi’ni okumaya başlar. 2.Murat ve orada bulunan herkes şaşırmıştır. Çünkü henüz hiç kimse beşiktekinin kim olduğunu bilmemektedir. Hacı Bayram Veli bir süre İstanbul kuşatmalarından bahsettikten sonra Sultan Murat’a dönerek:
“Bey sen Kostantinye’yi alamayacaksın, ama orası mutlaka alınacaktır; bunu ben dahi göremeyeceğim. Orası şu beşikte yatan şehzade ve bizim Köseye nasip olacak.” der. 2.Murat ve orada bulunan herkes bir yandan dualar ederken bir yandan ağlamaktadır. (Burada anılan Köse, Akşemseddin hazretleridir.)