Öğrenciler değişime bizden çok daha hızlı ayak uydurmakta, teknolojik yenilikleri ve gelişmeleri anında hayatlarına katmaktadır. Öğretmenlerin öğrencilerinin bu durumunu göz önünde bulundurması ve çağın gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir. “Her öğretmen aynı zamanda öğrencidir.” Sözü bu durumu en güzel şekilde anlatmaktadır. Öğretmenlerin yetiştirmeye çalıştıkları öğrencilerin ruh dünyalarını anlayabilmek için onların nasıl bir pencereden bu hayata baktıklarını çok iyi kavranmaları gerekmektedir. Eskiden ellerinde sadece defter kitap bulunan öğrencilerin dikkatlerinin dağılması ile günümüzde akıllı sistemlerde sürekli dünya ile bütünleşmiş bir yaşam süren öğrencilerin derse motivasyonu elbetteki farklı olmaktadır. İşte öğretmenlerin yapması gereken öğrencilerin dünyalarına şöyle bir bakmak ve karmaşık dünya içerisinde öğrencilere neyi nasıl anlatabileceklerini tartmak olmalıdır.
Günümüz çocukları teknolojik cihazların esaretinde iken öğretmenlerin onların dikkatini çekmesi ve dersleri kalıcı bir şekilde öğretmesi elbetteki oldukça zor bir iş olarak görülmektedir. Ama öğretmen bu konuda doğru bir yol izlerse ve öğrencilerin esir olduğu teknolojiyi derse kanalize ederse bu öğrencilerin dikkatini çekecektir. Böylece geriye derse karşı ilgisi artan öğrenciye konunun anlatılması ve kalıcı öğrenme sağlanması kalmaktadır. İşte bu aşamaların her birinde aktif olması gereken kişi öğretmendir. Öğrencileri ile yaşadığı çağın gereklerini uygun şekilde araştırarak işleyeceği dersine yansıtan öğretmen bu çağda en iyi öğrenmeyi sağlayabilecek öğretmendir. Klasik yöntemlerle öğrenme tabi ki gerçekleşmektedir ama öğrencinin motivasyonu adına teknolojiyi kullanmak çok daha verimli öğrenmeler sağlayacaktır.