Mandacılık
Kurtuluş Savaşı başlarında bazı Türk aydınlarınca savunulan, Amerikan mandası altına girilmesini öneren görüş. I.Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devletinin parçalanacağını ve ortadan kalkacağını düşünen bazı aydınlar, ABD gibi güçlü bir devletin mandası altında ülkenin varlığını koruyabileceğini savunuyorlardı. ABD Başkanı Wilson’un 14 ilkesinden 12’sinin, Türklerin çoğunlukta oldukları topraklarda bağımsız bir Türk devletinin kurulmasına uygun olduğu kanısındaydılar. Bu amaçla “Wilson Prensipleri Cemiyeti”ni kurdular. Halide Edip (Adıvar) Mehmet Emin (Yalman) Dr. Celal Muhtar, Velid Ebüzziya, Ali Kemal, Celal Nuri. ABD Başkanı’na bir mektup göndererek Amerikan mandası isteğinde bulundular (5 Aralık 1918). Daha sonra Mayıs 1919’da Ahmet İzzet Paşa (Furgaç), Cevat Paşa (Çobanlı), Çürüksulu Mahmut Paşa, İstanbul’daki Amerikan Kurulu’na başvurarak, Amerikan mandası isteğini yinelediler. 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresi, aldığı kararlar arasında, himaye ve mandanın kabul edilemeyeceğini açıkça belirtti. Mandacılık, Sivas Kongresi’nde de üzerinde en çok tartışılan konulardan biri oldu. İsmail Fazıl Paşa, Bekir Sami, İsmail Hami (Danişmend), Refet (Bele), Kara Vasıf Bey mandacılığı savundular. Mandacılığa karşı çıkan Mustafa Kemal Paşa, ABD’den gelen King-Crane Komisyonu üyeleriyle görüştüğünü ve ABD’nin mandater devlet olma konusunda hiçbir güvence vermediğini açıkladı. Sivas Kongresi’nin kabul ettiği kararlar arasında da himaye ve mandacılığın kesinlikle kabul edilemeyeceği, buna karşılık istilâ amacı beslemeyen herhangi bir devletin teknik, sınaî ve ekonomik yardımından memnuniyetle faydalanılabileceğini ifade edildi.