Bakan İsmet Yılmaz, öğrenme sürelerinin azaldığının ve bundan ötürü 40 dakikalık sürenin azaltılması gerektğine dair fikir paylaşımında bulundu.
Evet, azaltılmalıdır ancak bu öğrenciler daha hızlı öğrenmeye başladığından değil de eğitimin özünden ötürü yapılması gerekiyor. Eğitimin esnekliği, yerelliği, özgünlüğü gibi yönleri onun katı sınırlamalar ve biçimselliğe bağlı kılınmasına uygun değildir.
Etkinliğin durumuna göre 40, 39, 25, 55 … dakika da olabilir. Olmalıdır. 40 dakika boyunca standart ve esnetilmeyen ders materyalleri ve ezber bilgi kalıplarına maruz kalan öğrencinin yorulduğu, bıktığı, soğuduğu ve kısırlaştığı bir sınıf ortamında eğitime tabi tutulan öğrencinin okul süre sonunda nitelikli bir bireye dönüşmesini beklemek yanılgıdır.
Tema ya da kapsamlı bir çalışmadan sonra oluşturulabilecek çalışma alanı ile saptanabilecek ders içeriklerinin hazırlanması şu ana kadar gelen ve aslında 200 yıllık Prusya eğitim modelini baz alan eğitim sistemimizin özgün ve üretken bir yapıya evrilme zamanın geldiğinin farkına varılması gerekiyor. Sadece Google’nin milyonlarca veriye ulaştığı ve bize sunduğu bir dönemde halen hemen hemen tüm derslerde ezberciliğin sürmesi korkunç bir hatadır.
Bilgiyi kullanamayan, bilgiye ekleme yapmayan ve yaşamsal pratiği edinememiş bireylerin topluma bir süre sonra sadece sorun ve kaos üretmeye başlar.
Hemen her kademede 30’un üstünde ders saati, öğrenci bilişsel olarak yorarken bu ders içeriklerin çağcıl dışı olması işin olumsuzluğunu arttırmaktadır.
Eğitim süresi boyunca binlerce ders saati görülen Türkçe dersinde çoğu öğrencinin okuma alışkanlığı edinememesi ve dilbilgisinin gereğinden çok fazla zaman alması yapılan hataların sadece bir göstergesidir.
Ve edindirelemeyen matematik becerisi
Ve sağlanamayan bilimsel araştırma merakı
Ve uygulanamayan sosyal beceriler yumağı …
Aydın MERAL
18 Kasım 2017