Fena mı olur böyle bir şey? Görsel Sanatlar (biz her ne kadar resim olarak sınırlandırsak da işin için heykel, plastik sanatlar, görsel tasarımlar vs’nin girdiği bir alan) Beden (“alın şu topu oynayından” öte bireyin tümsel beden gelişimini sağlayacak bir program oluşturma) Müzik (eh artık şu nota ezberletme ve teorik sınavları bırakma zamanı) . Bu üç alanda artık mevcut ölçme ve değerlendirmeleri kaldırıp bunları e-okulda gerçekliğe bir göndermesi olmayan sayısal betimlemelere son vermek gerekiyor. Bu derslerin -kim ne derse desin- çoğunlukla okul idarecileri, öğretmenler ve özellikle veliler tarafından “gereksiz” görüldüğü (e durum buykun öğrenciye de bu algıyı büyütmek kalıyor) ve diğer derslerin stepne saati olarak kullanıldığı malum. Durum buyken öğrencinin esnek, farklı ve üretkenlik yönünü geliştirecek ne kalıyor? Haftada geriye kalan 34 saatlik bilgi yükleme derslerinin bu görevi gördüğünü iddia etmeyin lütfen. (Evet, 34 saat yükleme 3 saat yaratıcılık geliştirme -ki bu 3 saatin uygulanımı da maalesef yok hükmünde-). Yaratıcılık gibi sürekli beslenmesi, desteklenmesi ve sürdürülmesi gereken bir özelliğin nitelikli yapılabilmesi için GBM derslerinin arttırılması, içeriklerinin ezberden arındırılıp çocuğun/öğrencinin içsel yeteneklerinin dışa vurulmasının sağlanması gerekir. Bu yapıldığında işte o zaman OECD gelişmişlik sıralaması ya da PISA denen kıstas sınavında başarı gelir. Üstelik bu sınav için çalışmadığında bile. … Kuşkusuz bunun oluşturulması ve GBM’ye olan bakış ve zihniyetin değişmesi uzun sürer (hatta bu dersin bazı öğretmenlerinde bile kendi derslerine olan bakış açısı değişmeli). … “Ama öğrenciler not verme olmadığında bizi dinlemiyor ve dersi önemsemiyor!”. Bu cümle şehir efsanesi olsa gerek. Hem öğrenci seni niye dinlesin ki? Bu üç derste aktif olarak yapacak binlerce farklı, özgün, sevdirici, yaratıcılık arttırıcı etkinlik varken seni niye dinlesin? (Senin kendini kendin için geliştirmek özgünlüğünü arttırmana saygı sonsuz fakat bunu öğrencide yaratman da zorunluluktur) Bunları yapmaktan fırsat kalmaz zaten. MEB, düğmeye basmalıdır. Elbette bina, öğretmen vb. gereksinimler var ancak zihniyet değişimi ve uygulanımı önceliklidir. Şart! Yoksa eğitimde kalite sadece “laf”ta kalır.
Aydın MERAL
23 Mayıs 2017