Hem okuma hem de dinlemenin temelinde anlama vardır.
Birey dinlerken ya da okurken dünya bilgisi olmalıdır.
Dünya bilgisi ve metin ipuçları anlama üzerinde etkilidir.
Kişinin dinleme sonrası hemen anlamlandırmaya başlaması gerekir.
Dinleme okumaya göre daha çok koşa süreli belleğe yüklenir
İşitme duyum dinleme ise algıdır.
Duyum nörofiziksel bir süreçtir.
İşitme doğumdan önce başlar.
Dinleme zaman içinde geliştirilir.
Dinleme hem fiziksel hem de fiziksel bir süreçtir.
Deneyimlerimizi bellekte depolamak için.
- Dikkat etme
- Sesleri ayrıştırma
- Eskilerle yenileri birleştirme
- Tanımlama
- Anlama öğrenme
Konuşma seslerinin algılanmasında sol yarım küre çalışır.
Kulaktan alınan bilgiler ön bölgede saklanır, okuma işlemi ise arka bölgede saklanır.
Wernice, Broca ve Anguler Girüs beyinde bulunan 3 kornikol alandır.
Sol yarım küre mantık ve analiz ağırlıklıdır.
Sağ yarım küre sentez ve duyu ağırlıklıdır.
Sol beyin gösteren sağ beyin gösterilendir.
Sinir dilbilimsel açısından dil sosyal gelişim sürecinde yaratılan kodlar sistemidir. Ses bilimsel, sözcük bilim, anlam bilimsel ,biçim bilimsel, söz dizimsel ögelerden oluşur.
Dış dünya + Uyarıcılar + Uzmanlaşmış bölgeler => Bilgi
Angüler girüs + wernice = Anlama
Broca + angüler girüs = Sesli okuma
Asıl anlamlandırma wenice alanında olur. Sözcük anlamları burada saklanır. Konuşma kodları ise broca alanında saklanır.
Beyin gelişmişliğinin göstergeleri;
- Soyutlama
- Dikkat
- Somut çıkama
- Karar verme
- Düşünce ve algının duyularla uyumu
- Dil
- Öğrenme
Bunlara üst bilişsel işlevler denir. Bunların işlemesi için nöronları düzgün çalışması gerekir.
İmgeleri oluşturan özellikler nöronlar aracılığı ile saklanırlar.
Nesnelerin imgesel olarak gösterilen özelliklerine ayırıcı özellik denir.
Ayırıcı özelliklerin tekrar çağrılma durumlarına yeniden yaratı denir.
Dünya bilgisi ve içinde bulunduğumuz durum bilgisi çıkarımları getirir.
Dilde birimler önceki kullanılanlarla bir ilişki içindedir. Kelime bu ilişki içinde anlam kazanıyorsa dil içi bağlam içinde değerlendirilir. (Sinemada yer var mı? Sinema dolu.)
Kelime fiziksel ortama göre şekilleniyorsa buna dil dışı bağlam adı verilir.
Dinleyici duyduğu bir sesi özellikle de ünsüzleri o ses bilim için oluşturduğu kümede algılamaktadır. Bu yüzden yanlış olarak seslendirilen sesleri bile doğru olarak anlamlandırır.
Din içi sözcükleri kestirmemizi sağlayan etmenler;
- Genelde sıklıkla kullanılan sözcükler
- Konuşma sırasında sıklıkla kullanılan sözcükler
- Yapısal bir sınırlama varsa
- Metin içinde anlamsal bir sınırlama varsa (arkeologlar … yapıyor – kazı gelecek)
- Durum bağlamından dolayı kullanımbilimsel bir kısıtlama varsa. (Sana çok … etti. – teşekkür gelecek)
- Deyim ve atasözünde