1. Bir gece rüyasında Nasrettin Hoca’ya tanımadığı kişiler dokuz akçe vermişler.
Hoca, dokuz akçeyle yetinmek istememiş:
— Hiç değilse, bunu on akçe yapın, demiş. Fakat parayı verenler, dokuz akçeden fazlasını vermek istememişler.
Tam bu sırada, Hoca uykusundan uyanmış. Bir de bakmış ki avucunda değil dokuz akçe, bir akçe bile yok, yatağında öylece oturuyormuş. Şaşırmış, üzülmüş. Gözlerini sıkı sıkı kapayarak elini uzatmış:
— Vazgeçtim on akçeden, dokuz akçe olsun, demiş.
Hikâyede aşağıdaki unsurlardan hangisine yer verilmemiştir?
A) Yer B) Zaman
C) Kahramanlar D) Olay
2. Koltukta kitap okurken içim geçmiş, uykuyla u-yanıklık arasında bir noktadaydım ki kapının sesi ile kendime geldim. Hayırdır inşallah, deyip kalkıp otomatiğe bastım ve merak ve endişeyle geleni beklemeye başladım. O birkaç saniye var ya asır gibi geldi bana. Nihayet kapının gözetleme deliğinde bir yabancı yüz belirdi. Kapıyı açtım, “Hayırdır, kimi arıyorsunuz?” dedim. Bir isim söyledi, meğer üst kattakilere gelmiş de numarayı bilmediği için yanlışlıkla basmış.
Parçada aşağıdakilerden hangisi ile ilgili ayrıntıya yer verilmemiştir?
A) Olay C) Mekân
B) Zaman D) Kahraman
3. Aşağıdaki parçaların hangisinde olay, diğerlerine göre farklı bir kişinin ağzından yapılmıştır?
A) Konstantin Efendi, onların çok uzaktan geçtiklerini görebilirdi. Gözlerini kısardı. Esmer lekelerin Adalar istikametine gittiklerini görür, etrafına bakınır, bir tanıdık görecek olursa gözünü kırpar, gökyüzüne bir işaret çakarak “Bizim pilav-lıklar geldi.” derdi.
B) İki dakika geçmeden odanın sedef kakmalı ceviz kapısından pala bıyıklı, iri, levent, şen bir adam girdi. İnce, siyah kaşlarının altında iri gözleri parlıyordu. Belindeki silahlık boştu. Bütün emrindekilerin derin hürmetine alışan sadrazam, bir an eteğine kapanmasını bekledi.
C) Bir hafta sonra babam, bir yavru keklikle çıkageldi. Kuşun görünümü beni biraz düş kırıklığına uğrattı çünkü henüz kekliğe özgü renkleri belirginleşmemiş, bomboz hatta çirkin denilebilecek bir kuştu bu. Bense belgesellerde izlediğim gibi canlı renkleri olan bir kuş bekliyordum.
D) Bu, her gece uykusunda kendini kurtarmak için birçok gemicinin pupa yelken geldiğini gören zavallı, eski bir Türk forsasıydı. Esir olalı kırk seneden fazla olmuştu. Otuz yaşında dinç, kuvvetli bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüş, yirmi sene onların kadırgalarında kürek çekmişti.
4. Selin, küçük kardeşi Alihan hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı. Alihan’ın yalnızca çok pahalıya mal olacak bir ameliyatla kurtulma şansı vardı fakat bunun için yeterli paraları yoktu. Babasının, umutsuz bir biçimde annesine şöyle fısıldadığını duymuştu Selin: “Yalnızca bir mucize onu kurtarabilir.” Bu sözleri duyar duymaz usulca kendi odasına yürüdü Selin. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 3. kişi ağzından anlatım yapılmıştır.
B) Olayın kahramanları Selin, Alihan, anne ve babadır.
C) Parça, kahraman tarafından anlatılmıştır.
D) Parçada Alihan’ın hastalığından bahsedilmektedir.
5. Ormanların birinde kendisiyle çok övünen bir tavşan varmış.
— Bu ormanda benden hızlı koşan yoktur. Varsa gelsin yarışalım, diye hava atıyormuş. Kaplumbağa bir gün:
— O kadar böbürlenme, kendine de o kadar güvenme. Ben senden daha hızlı koşarım. İstersen yarışalım, demiş.
Tavşan kaplumbağanın bu sözlerine kahkahalarla gülerek:
— Sen mi benimle yarışacaksın, diyerek alay etmiş. Ama yine de yarışı kabul etmiş. Kaplumbağa ve tavşan, yarışın başlangıç ve bitiş yerlerini belirlemişler ve yarış başlamış. Hikâye ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Olay, 1. kişi ağzından anlatılmıştır.
B) Olayda zaman belli değildir.
C) Olayın kahramanları, tavşan ile kaplumbağadır.
D) Olay, diyalog şeklinde verilmiştir.
6. Babam, her sabah dışarıya giderken bir kere a-hıra uğrar, öteye beriye bakardı. Ben o gün yine ahırda yalnızdım. Hasan evde hizmetçimiz Pervin’le kalmıştı. Babam çeşmeye bakarken yalağın içinde kırılmış kaşağıyı gördü, Dadaruh’a haykırdı:
— Gel buraya!
Soluğum kesilecekti, bilmem neden, çok korkmuştum. Dadaruh şaşırdı, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca babam bunu kimin yaptığını sordu. Dadaruh:
— Bilmiyorum, dedi.
Babamın gözleri bana döndü, daha bir şey sormadan,
— Hasan, dedim.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 1. kişi ağzından yazılmıştır.
B) Olay, çiftlik evinde geçmiştir.
C) Olay, sabah saatlerinde yaşanmıştır.
D) Küçük bir hikâye izlenimi vermektedir.
7. Sabahın ilk ışıklarıyla kapının önüne oturmuş olan Ali, Ziynet ve Eşref meraklı bakışlarla u-zaklardan gelecek haberi beklemeye başlamışlardı. Biraz hüzün, biraz telaş vardı içlerinde. Güzel bir haber gelmesi dileğiyle dudaklarından dualar eksilmiyordu.
Bu parçadaki olay, yer, zaman ve kişiler aşağıda kilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Olay | Yer | Zaman | Kişiler | |
A) | Haberin beklenmesi | Kapının önü | Sabah | Ali Ziynet Eşref |
B) | Telaşlı olunması | Sokak | Akşam | Ali Ziynet Eşref |
C) | Meraklı bakışların olması | Ev | Öğlen | Ali Ziynet Eşref |
D) | Haberin beklenmesi | Oda | Gece | Ali Ziynet Eşref |
Cevaplar: 1) A 2)B 3)C 4)C 5) A 6)B 7)A